İş Hayatında Tüketim ve Well-Being

Gizem Saruhan
3 min readFeb 14, 2022
Photo by Tim Mossholder on Unsplash

Tamamen psikoloji odaklı olmasından çok korktuğum ve nasıl dengeleyebileceğimden emin olmadığım bu yazıyı yazmayı çok uzun zamandır istiyor ve bekliyordum. Sonunda artık yazmak için doğru zaman olduğunu düşündüğümden nihayet başlayabiliyorum.

İşimizde uzun süreli mutluluklar elde etmek mümkün müdür sizce?

Kendinizi mutsuz bir iş anında düşünmenizi istiyorum. Elinizde bir buton olsa ve bu buton mutluluk veriyor olsa, şu an bu butona basar mıydınız? Çoğu zaman mutluluk dış etkenlere bağlıdır, yani gerçekten bir buton olsa ve ona bassanız mutlu olabilirsiniz. Fakat istediğiniz şey anlık mutluluk mu? İstediğiniz şu andaki mutsuz iş anını mutluya çevirmek mi yoksa çoğunlukla çalışırken mutlu olmak mı?

Mutluluk nedir? Mutluluk neden önemlidir? Mutluluğu nasıl tanımlarsınız? Bu cevaplaması oldukça zor sorulara vereceğiniz cevaplar, uzun vadede “mutlu kalabilmek” için oldukça önemlidir.

One swallow does not make a summer, neither does one fine day; similarly, one day or brief time of happiness does not make a person entirely happy.
― Aristotle

Aristo’nun dediği gibi, kısacık mutlu bir an tüm hayatı mutlu yapmaz fikrine tamamen katılıyorum ve bu alıntıdan sonra mutluluk tanımımızı değerlendirmek noktasına gelmek istiyorum. Elimden geldiğince mutluluğun 4 farklı kavramsal alana örnek verecek olursam:

  • Well-being ( Türkçe’de tam bir karşılığı yok ama “tümüyle iyi olmak” olarak düşünebilirsiniz ): “Genel olarak hayatımın gidişatından memnunum”
  • Karakter: “Hevesli bir insanım”
  • Duygu: “Minnettar hissediyorum”
  • His/Duyum: “Güneşin yüzüme vurması iyi hissettiriyor”

Sadece güneşili bir hava, güzel bir müzik, kişiliğiniz, ufak bir iltifat, yaptığınız bir yardım sonucunda hissettikleriniz sizi mutlu edebilir. İşyerinde terfi etmek sizi mutlu edebilir. Evet. Peki mutluluğu sürekli kılar mı?

Yaşamınızdaki memnuniyet ve negatiflere göre daha baskın olan pozitif duyguların birleşimi mutluluğu yani mutluluk yerine kullanmanın daha doğru olduğu “well-being” kavramını oluşturuyor.

Şu anda butona basarak elde edebilceğimiz bir şey olarak gördüğümüz mutluluk eskilerde anlık duygusal bir durum olarak değil, ahlaki bir davranışın sonucu olarak düşünülüyordu. Ve anlarla değil, yaşamla ölçülüyordu. Bu bilgi sonucu elimizde yeni bir ikilem oluyor, mutlu bir yaşam ve anlamlı bir yaşam. Hangisi daha önemli? İzdivaç programlarını eğer izlediyseniz bazı tiplerin “arabası, evi olan biri”ni arıyorum derken, diğerlerinin “oturup sohbet edebileceğim, tartışabileceğim biri”ni arıyorum dediğini gözlemlemişsinizdir. İlk tip kısa süreli mutluluklar peşindeyken, ikinci tipin anlamlı bir hayat arayışında olduğu apaçıktır.

Florida Eyalet Üniversitesi’nde Psikoloji Profesörü olan Roy Baumeister, Journal of Positive Psychology’de mutlu bir yaşam ile anlamlı bir yaşamın bazı farklılıkları olduğunu anlatan bir makale yayınlıyor. Bu farklılıklardan bizi ilgilendiren ve yazının konusu olan kısmı ise almak ve vermek.

Anlamlılık, diğer insanlara vermekten kaynaklanır; mutluluk sana verdikleriyle gelir.

Bir işe girmek için aldıklarınızı düşünmenizi istiyorum. Eğitimler, kurslar, videolar, kitaplar, mentorluklar, podcastler… Bunların hepsi hedeflediğiniz işe girebilmenizi sağladığı için dolaylı olarak sizi mutlu etmiş olan şeyler. Aldıklarınız ortada peki ya neler verdiniz, neler veriyorsunuz? Verdiklerinizin listesi de en az aldıklarınız kadar uzunsa, anlamlı bir iş hayatınız var ve düzenli olarak bütünüyle iyi hissedebilmeniz (well-being) kolaylaşıyor diyebiliriz.

Eğer bir amacınız olursa, eğer vermeye daha çok zaman ayırırsanız yazının başında bahsettiğim mutlu olma butonuna basmayan tarafta olacaksınız. Çünkü gerçek mutluluğun anlık pozitif duygu durumları değil de uzun süreli anlamlı bir hayata bağlı oluşan duygu durumu olduğunu çoktan öğrendiniz :) Umarım tükettiğiniz kadar üretmeye başlarsınız ve iş yaşamlarınızı daha verimli hale getirebilirsiniz.

Yorumlarınızı bekliyorum. Bu arada yazıyı beğendiyseniz alkış ile beni haberdar edebilirsiniz.

Önceki Yazım ->
Sonraki Yazım ->

--

--