Geliştirirken Gelişmek Mümkün Mü? Hedef Çatışması.
Sayısız roadmap’ler, ipin ucunun kaçtığı backlog maddeleri, üstü bir türlü çizilemeyen tasklarla dolu günlük planlar… Bunu yalnızca yazmak bile bir stres etkeni iken, her gün bunlarla boğuşunca en basit haliyle kendini “kötü hissetmemek” ekstra çaba isteyen bir durum haline geliyor.
Çalıştığın şirketi geliştirmek ve şirketle birlikte gelişmek. Yaptığımız işlerle şirkete katkı sağlıyor olmak hali hazırda iş tanımlarımızın yadsınamaz sonucuyken, geliştirdiğimiz kadar gelişmek günlük iş rutininde vakit ayırması zor hatta bazen imkansız bir istek oluyor maalesef.
Bir yanda kişisel yeterliliklerimizi olgunlaştırmak, diğer yanda şirketi daha ileri taşımak için belirlediğimiz hedefler birbiriyle direkt çakışır ve çoğunlukla geliştirmeye tamamızdır fakat geliştirirken gelişmeye hakkımız yok gibi hissederiz. Bir iş yaparken sadece kendini geliştirecek kısımlara odaklanmak nasıl şirket için etik olmayacaksa, araştırmayı sadece şirket hedeflerine odaklanarak yapmak da “kendimiz” için etik değildir. Bu ikisi bir dengede olmalı. Aksi takdirde kendimizi sık sık demotive olurken bulabilir ve işimizi sevmediğimizi düşünebiliriz. Bu konuda suçluluk duyan, veya gelişim için ekibinden ekstra vakit talep ederken karnı ağrıyan insanları bu duygudan kurtarmasını umarak konu hakkında yardımcı olabileceğini düşündüğüm birkaç şey paylaşmak istiyorum.
Herkesin kendi için belirlediği, başkaları tarafından onun için belirlenmiş veya bulunduğu ortam sebebiyle başarmak zorunda olduğu hedefleri vardır. Başarı Hedef Yönelimi Teorisi (Achievement Goal Orientation Theory) araştırmaları, bir hedefe ulaşmaya baskın olarak neden önem verdiğinize göre belirlediğiniz hedef tiplerinin değiştiğini söylüyor ve içine girdiğiniz hedef tipinin de o amaca koşarkenki tüm motivasyonunuzu ve performansınızı etkilediğini gösteriyor. Kimi zaman işyerinde motivasyonunuzun düşmüş olması ve elinizdeki taskları bitiremiyor oluşunuz sadece sizin yaşadığınız bir durum değil bana inanın. Kendinize yüklenmeyin, sizde veya işinizde bir problem yok. Tek sorun farklı tipteki hedeflerinizi dengeleyememiş olmanız. Henüz. Temelde ustalaşma ve performans olarak iki ana hedef türü var önce bunları anlayarak işe başlayabiliriz, sonra bu bilinçle hedefleri dengelemek oldukça kolaylaşacaktır.
Ustalaşma Hedefleri (Mastery Goals): Bir konuda bilgi ve becerilerinizi geliştirerek ustalaşmak amacıyla belirlediğiniz hedeflerdir ve her zaman ulaşılmazdır. Bu ulaşılmazlık sayesinde uzun vadede motivasyonunuzu sürdürmeniz kolaylaşır. Ustalık hedeflerine sahip olan kişiler, bilgilerini artırma konusunda motive olurlar. Bu nedenle, ustalık hedeflerinde zor koşullarda pes etme şansı daha azdır.
Performans Hedefleri (Performance Goals): En temel hedef türüdür ve başkalarından daha başarılı olduğunuzu gösterebilmek veya kendinizi kanıtlayabilmek için seçtiğiniz hedeflerdir. Bunlar, bir sonuçla doğrudan ilişkili ve ulaşılabilir hedeflerdir. Performans hedefleri ayrıca uzun vadeli performansı baltalama eğilimindedir. İlk hedefinize ulaşırsanız, devam etmek için daha az motive olursunuz (sonuçta hedefinize ulaştınız). Aynı zamanda ilk hedefinize ulaşamazsanız, cesaretiniz kırılır ve motivasyonunuz düşer.
Eğer her gün bitiremediğiniz işler sizi uyutmayacak kadar rahatsız etmeye başladıysa, hedef tiplerinin özelliklerine göre sonraki adımda kendinize ustalık ve performans hedefleri belirleyin. Her ikisi için de zaman bulun, bulamıyorsanız o zamanı yaratın. Her iki ayrı hedefi birbirine yedirin ve gerekirse tek bir nihai amaç (performans hedefi) için kendi becerilerinizi de geliştirecek yöntemler seçin. Ancak bu şekilde geliştirirken gelişim sağlayabilirsiniz. Ustalık hedeflerinize en az performans hedefleri kadar değer veremediğinizde, sadece performans hedeflerine odaklanmak sizi tükenmişlik sendromuna yatkınlaştırabilir.
Bir resim tablosu yapmak zorunda olsanız sadece tek renk kullanmaz tam tersi birçok rengi birbiriyle uyum ve denge içinde kullanırsınız. İşinizde neden tek hedef tipine yönelmek zorunda olasınız ki? Unutmayın, bir renk çok göze batmamalı. Dengeyi bulmalısınız.
Umarım hoşunuza giden bir yazı olmuştur. Yorumlarınızı bekliyorum. Bu arada yazıyı beğendiyseniz alkış ile beni haberdar edebilirsiniz.