Önyargılar ve Düşmeyi Öğrenmek.

Gizem Saruhan
3 min readMar 11, 2024

Genelde bir yola adım attığımda veya bir şey öğrenmeye çalıştığımda hep “bunu nasıl yaparım?” sorusuna cevaplar arıyorum. Her zaman ilerlemeyi hedefliyorum lakin baş etmek zorunda kaldığım zorluklar sadece yükselişlerde çıkmıyor karşıma. Asıl baş etmem gereken şeyler genellikle beni içine içine çeken o meşhur düşüşler. Peki ben neden düşmeyi öğrenmiyorum ve “Bunu yaparken nasıl düşerim?” sorusunu sormuyorum yeni bir yola çıkarken? Asıl odaklandığım şey neden bir adım geri gittiğimde kendimle nasıl ilgilenmem gerektiği değil?

İlk paten kaymaya başlamam 5 yaşlarıma denk geliyordur sanırım, ablam olduğu için de birçok şeyi denemek konusunda şanslı bir çocuktum her zaman. Lise dönemlerinde hiç paten kaymasam da, yıllar sonra üniversiteye başladığımda tekrar paten kaymaya başladığımda bu sefer bana ilk olarak düşerken ellerimin üstünde öne doğru düşmem gerektiğini öğrettiler. Arkada omurga bulunduğu için düşüş anında daha ciddi yaralanmalara sebep olurmuş. 29 yaşımda tekrar paten kaymayı denemek istediğimde, gerçekten çok korktum kaymaktan. Sürekli sağda solda bulunan lambaların direklerine, ağaç gövdelerine tutundum ve minimum hızdaydım; kaymak yerine tabiri caizse salınıyordum. O gün kendimi kontrol etme çabam ve düşeceğime karşı olan inanılmaz önyargım yüzünden ayaklarımı o kadar sıkmışım ki, pateni çıkardığımda ayaklarımın uyuştuğunu fark etmiştim. Aynı günün akşamı eskiden bunu yapmaktan ne kadar keyif aldığımı şimdi ise aşırı kontrolcülükten keyif almaktan ziyade sanki zorla yaptırılan bir işkence yöntemiymiş gibi geldiğini fark ettiğimde nasıl tekrar keyif alabilirim diye düşünmeye başladım.

Bir anda aklımda neon ışıklarla şu cümle parladı; ellerinin üstüne doğru öne eğilerek düşmelisin. Sonra kendi kendimi biraz sakinleştirdim, evet paten kayarken düşeceğim, düşmeliyim de. Nasıl düşüleceğini bildikten sonra bu da kaymak kadar eğlenceye dahil. Ve düşmek de OK. Bu farkındalığı yaşadıktan sonra tekrar kaymaya çıktığım sonraki günlerde doğru düşme yöntemini bildiğimden inanılmaz keyif alarak paten kaymaya devam etmiştim.

Daha önce dağcılıkla ilgilendiyseniz biliyorsunuzdur ki dağcılıkta kazaların büyük çoğunluğu tırmanış değil, iniş esnasında gerçekleşiyor. Bir dağa tırmanmak için eğitim aldığınızda aklınızdan tek geçen “nasıl tırmanacağım?” sorusu oluyor çünkü. Tek hedefimiz ilerlemek ve hedefi başarmak. Çoğu insanın zirveye ulaştıktan sonra gelen o başarı sarhoşluğu ile odağı dağılıyor ve kişiler iyi bir karar mekanizmasına sahip olmuyor. Peki ya sonrası? Zirveye çıkarken inişli çıkışlı birkaç dağ bekliyorsa bizleri sadece tırmanma tekniklerini öğrenmiş biri olarak zirveyi elde etmemiz mümkün olur mu sizce? Tabi ki hayır. Tıpkı patende nasıl düşmeyi öğreniyorsak, dağcılıkta da inişi öğrenmeliyiz. Bir yolda ilerleyemezsek yalnızca yerimizde kalıyoruz fakat gerilemeyi bilmiyorsak, ciddi yaralar alıyoruz ve bu yaralar bazen fiziksel bazen de zihinsel oluyor.

İş hayatı da böyledir. İş hayatına hazırlanırken kimse bize başarısızlıklardan çıkarım yapmayı, düştüğümüzde nasıl kalkacağımızı göstermiyor. Yalnızca teknik beceriler elde ediyoruz ve şanslıysak kendi çabamız ve çevremiz sayesinde sosyal beceriler kazanıyoruz. Kaç kere düştüğün iş başvurusu yaptığın şirketler için önemsiz olabilir, ama düşmeye hazırlıklı olmak iş hayatında çok kez fayda sağlar.

Bir projeyi ilerletirken kaç kere sinir krizinin eşiğine geldiğinin bir önemi yoktur, önemli olan tek şey deadline’a uymaktır. Halbuki nicelik değil nitelik önemlidir derler, eğer bir projeyi mutsuz ve stres dolmuş halde bitiriyorsanız bunu ne kadar sürdürebilirsiniz? Eğer görece zor durumların gerçekleşeceğine her zaman ihtimal verirseniz, zor durumlarla karşılaştıkça ders çıkarırsanız, ofis tuvaletlerinde ağlamak zorunda kalmayabilirsiniz. Ve nasıl düşeceğinizi bilirseniz, düşmek sizin için travmatik bir durum olmaktan çıkar. Odaklandığınız konu projeyi ne olursa olsun yetiştirmek değil de, projeyi açık&çözüm odaklı iletişimle birlikte sürdürme gayreti olmalı. Bu sayede düştüğünüzde tırtıklı yollara değil de jimnastik zeminlerine denk gelirsiniz.

--

--