Hayatın En Önemli Günü.

Gizem Saruhan
2 min readNov 28, 2023
Photo by Matt Hardy on Unsplash

Hayatının en önemli günü neydi diye sorduklarında, çoğu zaman çok büyük olaylar anlatır insanlar. Ne bileyim; güzel bir sınav sonucu aldığım gün, mezun olduğum gün, evlendiğim gün, hayatımda önemli olan birinin doğumunu veya kaybını gördüğüm bir gün gibi cevapları sık sık duyabiliyoruz.

Bunların tümü, atalarımız tarafından hayatımızda yeni bir bölüm açtığı öğretilmiş günler. Halbuki atalarımızın öğrettiğinin aksine, birçoğumuzun en önemli günü böyle genelleştirilmiş günler hiç değildir bence. Hayatının en önemli, seni en çok etkileyen, iç benliğini besleyen gününü bulmak için önce iyi bir farkındalığa sahip olman gerekir. Farkındalık kazandığın gün olabilir bak mesela en önemli günün. Öyle ki, hayatın gözünün önünden film şeridi gibi geçtiğinde; seni değiştiren dönüm noktalarından bölersin hayatının sezonlarını. Ve bu anlar, bir sınav sonucundan çok daha fazlasıdır.

Benim için hayatımın en önemli günlerinden biri Viktor Frankl’ın meşhur Man’s Search for Meaning kitabını 3 saatte bitirdiğim gün olabilir. Viktor Frankl, bana daha önce içimde olan fakat tanımlayamadığım hisleri gerçeklemem, o çözemediğim birbirine düğümlenmiş incecik kolye zincirini çözmem için müthiş bir farkındalık kazandırmıştı. İnsanın hak etmediği şeyleri yaşamasının, fiziksel bir acıdan çok daha fazla can yaktığını öğrenmiştim bunca zaman hiç deneyimlememişim gibi.

Küçüklüğümden beri aşırı empati yapışımdan muzdaribim. Hayatımın çeşitli dönemleri obsesif kompulsif bozukluğumun ataklarına denk geldi. Bir düşünceye saplandığım ve gerçek anlamda bir sene boyunca 7/24 sadece onu düşündüğüm durumlar yaşadım. O anlarda bile, içsel sıkıntımdan hiçbir şey yapamaz haldeyken bile, bir başkasına yardım edebilme düşüncesi beni heyecanlandırıp devam etmemi sağladı. Birine ne derece empati yapabildiğimi anlatmanın en iyi yolu okb’yi yönetemediğim anlarımdaki örneklerden faydalanmak olduğu için yazıyorum yoksa konumuzla bunun hiçbir ilgisi yok.

Özellikle hasta çocuklar, tek başına hayatına devam edemeyen yaşlılar, ve açlık benim en hassas noktam. 13 yaşımda bir gün, Lösev’e yardım yapmak istemiştim ama ciddi bir yardımda bulunacak param olmadığı için oldukça üzülmüştüm. 20 yaşındaki moda tasarım öğrencisi ablamdan para istememin üzerine ablam da Lösev’in sitesinden nasıl yardımda bulunabiliriz diye araştırmaya başlamıştı. Bu sayede Lösev’e katkı sağlamanın tek yolunun para bağışı olmadığını görmüştük. Biz de ne yapabiliriz diye düşündükten sonra, çocuklara kostüm dikmeye karar verdik. 1 hafta içinde 10 tane kostüm diktik. Kostümleri gönderdikten sonra, çocukların kostümlerle fotoğrafını mail attılar daha sonra bize. Ve Hayatımın en önemli günlerinden bir diğeri, o fotoğrafı gördüğüm gün oluyor. Paranın, o kadar da önemli olmadığını öğreniyorum.

Aslında mesele yalnızca para değil. Bir şeyler, benim onlara verdiğim önem kadar önemli. Nelerin beni çok, nelerin az etkileyeceğine ben karar veriyorum. Bugün zor bir gün geçiriyorum. Kendime neye önem vereceğimi iyi seçmek zorunda olduğumu defalarca kez hatırlatıyorum. Bu seçimin bana ait olduğunu, kimsenin bunu değiştiremeyeceğini hatırlatıyorum. Kafamı gökyüzüne kaldırıyorum ve diyorum ki, “işte, yine o dönüm noktalarından biri”. Bugün, dünyanın benim önümdeki şeyden kat kat daha büyük olduğunu öğreniyorum. Kendimi sığdıramadığım bu günün yerine, başka bir tane seçmeye karar veriyorum.

--

--