Değişim ve Gelişim: Ton Olmak

Gizem Saruhan
2 min readAug 4, 2023
Photo by Jo Jo on Unsplash

Fotoğrafa biraz detaylı bakmanızı istiyorum. Kaç renk görüyorsunuz? 2, 3, kaç tane? Bu siyah beyaz bir fotoğraf diyen grupta mısınız; yoksa siyah, gri ve beyaz görüyorum mu diyorsunuz? Şimdi biraz daha odaklanarak düşünmenizi istediğim bir soruya gelelim, fotoğraftaki farklı tonları neden saymadınız?

Çoğu zaman hayatımızın akışını, vereceğimiz kararları veya başarılarımızı oldu/olmadı, evet/hayır olarak yorumluyoruz. Kendimizi etiketlemeyi çok seviyoruz. Ya siyah oluyoruz ya da beyaz, kimse griliğin keyfini sürmüyor. Bir elbiseye sahip olmak istiyoruz bunun gerçekleştiği duruma siyah diyelim, elbiseyi alamıyorsak beyaz etiketliyoruz kendimizi. “Yalnızca” o elbiseye sahip olamadığımızı, onun yerine belki yüzlerce başka elbisemiz olduğunu düşünmüyoruz.

Kimse gri olmak istemiyor, ortalama olmak istemiyor. Halbuki gri olduğunda siyaha da beyaza da yaklaşman daha kolaydır. İkisinden de vardır içinde. Aksine direkt siyahtan beyaza geçiş o kadar da kolay olmuyor.

siyahtan beyaza gradient

Bisiklet yolunda bisiklet sürerken düşünüyorum bunları. Yolda henüz ailesinin, bisikletini bağlı çubuğundan ittiği bebekler de var, 4 teker sürenler, henüz yeni 2 tekere geçmiş olanlar. 21 vites bisikletliler ve tesadüfen yandan geçen dağ bisikletçileri. Bazılarında ise hiç bisiklet yok.

Bisikleti olmayan kişileri beyaz olarak değerlendirelim, dağ bisikletçilerini siyah. Eğer bir dağ bisikletçisi olmak istiyorsanız ilk önce bisiklet almanız gerekir. Bu ilk tonunuz. Zamanla bisikletinizin pedallarını kendiniz çevirmeye başlıyorsunuz, sonra 1 teker eksiliyor, 1 teker daha.. Daha yüksek vitesli bisikletlere geçiyorsunuz sıra sıra. Tonlarınızı ilerletiyorsunuz. Burada bisiklet binmeyi tamamen bırakabilirsiniz, veya triatlona katılmak isteyen profesyonel bir bisikletçi olmayı hedefleyebilirsiniz. Grisiniz ve her iki seçeneğe de kolayca geçebilirsiniz, bu seçim tamamen size ait. Hangi seçeneği seçerseniz seçin pişman olmayacaksınız.

--

--