Bitti Mi Gerçekten? Bir Roller Coaster Yolculuğu.

Gizem Saruhan
3 min readDec 28, 2022

--

Yazıyı dinlemek için

Photo by Olga Nayda on Unsplash

Bugün nasıl hissediyorum? Nelere enerjim var? Üstüme gelecek hangi olumsuzluğu taşıyabileceğim, hangileri beni nakavt edecek? Uzun zamandır ertelediğim o büyük projeye başlayabilecek enerjim var mı? Yoksa sadece küçük günlük işleri mi halledebilirim? Kırılgan mıyım yoksa çözüm odaklı mı? Bugün yaşayacağım her şey için farkındalığım açık olacak mı?

Tüm bu soruları her sabah kendime sormam ve sık sık farklı cevaplar almam, bazen her şeyi kişisel algılamam bazen tamamen çözüm odaklı yaklaşabilmem “dengesiz” bir ruh halinde olduğumu düşündürtürdü eskiden. Kendi kendine etiketler yapıştıran biri değilim fakat birbirinden farklı günler yaşamak bazen can sıkıcı gelirdi. Enerjimin yüksek olduğu günler kendimden memnunken, düşük enerjili günlerde kendime kızardım sık sık. Halbuki o zamanlar sandığımın aksine enerjimin çok yüksek olduğu günler benim kişiliğimin sağlamlığının bir ölçütü değilmiş. Asıl önemli olanın karşıma çıkan olaylar karşısında ılıman ve iyimser olan yaklaşımı sergileyebilecek sağlamlıkta olmak olduğunu yeni yeni öğreniyorum.

Terk edilmiş bir deponun temizlik videosunu izliyordum ve “-mış gibi” anlara ne kadar çok kapıldığımı fark ettim. Video önce dikdörtgen şeklinde bir şeyin temizlenmesiyle başlıyor. Bir “şey” diyorum çünkü ne olduğunu anlamak o kadar kir içinde anlaşılmıyor. Yaklaşık 50 kere temizlik malzemesi döküp yıkıyorlar bu dikdörtgen cismi fakat ben 2–3. seferde paspas renkleriyle ortaya çıkmaya başladığında a-ha moment yaşıyorum. Tamam diyorum, paspas temizlendi. Sonra ne temizleyecekler acaba. Devam ediyorlar paspası yıkamaya, her seferinde daha da temizleniyor. Benim “tamam, temizlendi” dediğim an ile en temiz hali arasında 4 5 renk tonu fark oluşuyor.

Agile methodology’de sıkça kullandığımız bir söze referans vermenin tam sırası: “Almost done, is not done.”

Neredeyse bitirmiş olmak, çok yükseğe çıktığını hissetmek, kirden görünmeyen bir cismi renkleriyle birlikte ne olduğunu fark ettirecek kadar temizlemek hiçbir zaman bitti demek değildir. Bit-miş gibi gördüğüm şeylerin aslında bitmemiş olduğunu fark etmek güzel bir farkındalıktı benim için. Tıpkı bir roller coaster yolculuğu gibi. Birçok tümsek var ve biz her tepeye çıkınca “tamam. işte burası.” diyoruz. Sonrası mı? Defalarca düşüyoruz. Çık-düş-çık-düş-çık-düş ve bunu 100lerce kez tekrarla.

Emek vermek, çok değerli bir eylem. Emeklerin sonucunu görmek isteği ise oldukça anlaşılır bir istek. Fakat maalesef neredeyse bitti (almost done) anlarını bitti (done) sanmak ise bu yolda bizi alıkoyan, motivasyonumuzu düşüren bir yanılgı. Pislik içindeki bir paspası temizlemek için, gerçekten temizlemek için ciddi bir emek vermek gerekiyor. Çok korktuğumuz roller coaster’ı kimse durdurmuyor, yolculuğun bitmesi için gerçekten yolu yaşamak, tümsekler çıkmak, çukurlara düşmek gerekiyor. Emek vermek, anın farkına varmak, sabretmek ve en ufak iyileşme görüldüğünde bitti dememek gerekiyor.

Mental sağlık, iş ilişkileri, sosyal hayat, başarı… Konu ne olursa olsun iniş-çıkışlar yaşıyoruz. Bir gün o büyük projeyi yapabilecek kadar enerjik (çıkışta), bir gün rutin işlerini bile yapamayacak kadar enerjisiz (inişte) hissedebiliyoruz. Çok enerjik bir gün nasıl tüm kişiliğinizi tanımlayacak bitiş anı değilse, çok düşük olduğunuz bir başka gün de size depresif etiketini verecek bitiş anı değildir. Kişisel olarak ne kadar güçlü bir kişilik geliştirirsek tüm bu “in-çık”ların daha iyi üstesinden gelebiliriz. İşte bu güçlü kişiliğe sahip olmak, bitti anıdır benim için. Buna sahip olmadan rastgele iyi bir gün geçirmiş olmak olsa olsa “-mış gibi”dir.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Yorumlarınızı bekliyorum. Bu arada yazıyı beğendiyseniz alkış ile beni haberdar edebilirsiniz. 🤘🏻

Önceki Yazım ->
Sonraki Yazım ->

--

--

Responses (1)